Golyat Olayı Nedir? Golyat’a Takılma Zamanı
Golyat’a Nereden Başlasak?
Şimdi size bir soru sorayım: Golyat olayı nedir? Bildiğimiz o dev, Davut’a karşı savaşan Golyat’tan mı bahsediyoruz, yoksa hayatın karmaşasında büyük bir sorun karşısında küçük ama kıvrak bir zihinle zafer kazanma hikayesinden mi? Durun, ne olur telaşlanmayın. Tam olarak her ikisi de. Evet, yanlış duymadınız, ikisi de! Bu yazıda, Golyat olayını hem tarihi perspektiften hem de sokakta başımıza gelen günlük Golyat olaylarıyla ilişkilendirerek ele alacağım. Hazır mısınız?
Golyat Olayı: Eski Çağlardan Günümüze
Beni tanıyanlar bilir, hemen her şeyi mizahi bir bakış açısıyla ele alırım ama gelin bir dakika, tarih kitabına göz atalım. Golyat olayı nedir? Bunu bize anlatan en ünlü kaynaklardan biri, kutsal kitaplarda geçen ve bir çocuğun dev bir savaşçıyı nasıl yendiğini anlatan hikaye. Şöyle ki, Golyat, o dev gibi insan, askeri donanımıyla herkesi korkutuyordu. Ta ki Davut diye minik ama akıllı bir çocuk, ona bir sapanla vuruş yapana kadar!
Beni tanıyorsanız, bu hikayeyi duymaktan bıkmış olabilirsiniz ama işte burada devreye giriyor asıl mesele: Golyat olayı nedir? Sadece bir devle mi savaşmak? Yoksa günlük hayatın Golyat’larını görmek mi? Bu sorunun cevabı, bana göre ikincisi.
Günlük Hayatta Golyat Olayları
Hadi şimdi sizi, İzmir’deki bir kahve dükkanına götüreyim. Geçen hafta oradaydım. Yalnızca bir fincan kahve alıp kafamı toparlayıp eve dönmek için girmiştim ama… Ah, o “Golyat” var ya, işte o dev karşımda belirdi.
O an, tipik bir “kendi kendine dalga geçme” durumu yaşadım. İçimden dedim ki: “Ya işte bu, Golyat olayı nedir sorusunun cevabını bulmam için mükemmel bir fırsat!” Çünkü o Golyat, elinde dev bir laptop, bir yanda kulaklıkları, bir yanda her yerde dökülen birkaç kitapla oturmuş, önümdeki masanın tam çaprazına kuruldu. “Ne yapıyorsun?” diye sordum. “Bir şeyler yazıyorum,” dedi. Yazmak mı? Güzel, dedim içimden. “Ben de yazıyorum aslında, ama bazen hayatta öyle bir noktaya geliyorsun ki, yazmak bile seni anlatmaya yetmiyor.”
Her ne kadar fazla düşünerek cevap vermeye çalışsam da, bana yine Golyat gibi ağır ve dev bir soruyla gelmişti. “Ya sen de bir şeyler yazmaya çalışsan ne olur?” Ya da bir başka Golyat: “Abi şu kadar kitap okudum, hayatımı değiştirdi. Okumadan bir şey anlamayacaksın!” Evet, evet, bu da bildiğimiz Golyat olaylarıdır.
Golyat Olmak İçin Yeterince Büyük Olman Gerekmez
Tabii ki her Golyat, dev bir bedene ya da güçlü kollarına sahip olmak zorunda değil. Golyat olayı nedir? Birçok şeyin birleşimi. Bazen, günü kurtaran dev bir egonun büyüklüğü olur. Bazen de doğru stratejiyle alt edebileceğiniz bir egzersiz. Ama ne olursa olsun, Golyat olmanın bir yolu vardır.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde spor salonunda yine bir Golyat olayı yaşadım. Salona gelen adam, o kadar kaslıydı ki, göğüsleri gökyüzüne dokunuyordu. Kolları ise… Hadi bırakın, kollarda sadece kas değil, kaset de var gibi! O kadar büyük bir adam ki, yalnızca önünde durarak bile terliyorum. Ama ne oldu? Birkaç dakika sonra, o dev adam başını sallayarak bir hareket yapmaya çalıştı. İşte o an bana, Golyat’a karşı bir Davut gibi hissettim. “Şimdi sana bir ders vereceğim, dostum,” dedim içimden. O hareketi yaparken onun düşüşünü izlemek, bana hayatın anlamını hatırlatıyor gibiydi.
Golyat Olayı Nedir? Sonuçta O Kadar Da Büyümek Gerekmiyor
Bütün bu günlük yaşamdan örneklerle şunu demek istiyorum: Golyat olayı nedir? Sadece fiziksel büyüklükle ilgili değildir. Bazen hayatın zorlayıcı anlarında, bir dev gibi karşımıza çıkan engelleri, zeki, stratejik ve küçük hamlelerle aşabiliriz. Bu, çoğu zaman bizim gözümüzde devleşmiş ama aslında tek hamlede alt edilebilecek engellerdir.
Ve her şeyin sonunda, Golyat olaylarının gerçek özü de burada yatıyor: Her ne kadar zorlu bir engel gibi görünse de, bazen onu yenmek için sadece doğru zamanı beklemek gerek.
Sonuçta, Herkes Bir Davut Olabilir
Sonuç olarak, Golyat olayı nedir sorusunun cevabı, sadece devleri yenme meselesi değil. Bazen, günlük hayattaki küçük ama dev gibi görünen engelleri aşmak, birer Golyat’ı alt etmek demek oluyor. Bunu başarmanın yolu da tabii ki biraz espri, biraz strateji ve çokça da “içsel Davut” olmaktan geçiyor.
Şimdi siz de Golyat olayını düşündünüz mü? Belki de bir çikolata kutusunun son parçasını alırken yaptığınız küçük mücadele, büyük bir Golyat zaferi olabilir. Kim bilir, belki de öyledir!